Yaz tatilini her yıl olduğu gibi yine Antalya’da ki evinde geçiren Ankara cemiyet hayatının sevilen isimlerinden, başarılı gazeteci-yazar aynı zamanda geçtiğimiz aylarda yayımlanmaya başlayan ve çok satan kitaplar arasında yerini alan Gün Kurusu roman kitabı yazarı Kadriye Ciritci ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Siz değerli okurlarımız için aşırı sıcaklıkların yaşandığı bu günlerde yaz aylarında yaşamakta olduğu Antalya ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Ciritci, turizm mevsimi olması ve artan göç nedeniyle yaşanan nüfus patlamasına dair şunları söyledi;
Antalya bana göre dünyanın en güzel şehri. Yaşanabilecek en güzel şehirler arasında dünya sıralamasında dördüncü şehir olarak yer alıyor. Turizmde, tarımda, üretimde, inovasyonda, artan iş hacmiyle gözde bir kent. Ocak ayından bu yana hava yolu ile kente gelen ve gelmeye devam eden, yedi milyon üzeri turisti ağırlıyor. Eşsiz güzellikte mavi ve yeşilin binlerce tonunu yaşayabileceğiniz şehir artan göç nedeniyle bir hayli kalabalık. Açıkçası yıllardır yaz aylarında yaşadığım bu şehri ilk kez böylesine kalabalık görüyorum. Küresel ısınma ve iklim değişikliği tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de aşırı sıcakların yaşanmasına neden oluyor elbette bu durumdan en çok etkilenen insan sağlığı oluyor.
Antalya, Rusya ve Ukranya devletleri arasında devam eden savaştan dolayı vatanlarında ayrılıp buraya yerleşen Rus ve Ukranya vatandaşlarına ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Bildiğiniz gibi ülkemizde 6 şubatta büyük bir deprem felaketi yaşandı. Deprem sonrası bu kente gelen deprem mağduru vatandaşlarda devlete ait yerlerde konuk edilmeye devam ediyor. Eski yıllarda tam bir emekli şehri söylemi artık çok gerilerde kaldı. Artan talepler, satılık ve kiralık ev fiyatlarına tavan yaptırdı. Benim yaşadığım bölgede gözlemlediğim kadarıyla Rus ve Ukranya vatandaşlarının çokluğu dikkat çekici. Çoluk, çocuk ailece Antalya’ya gelip yerleşmişler.
Ev satın alanları da var, yüksek meblağlarda ev kiralayanları da… Sabah havuzda selamlaştığım pek çok Rus ve Ukraynalı komşularım var. Hemen, hemen hepsi eğitimli, kültürlü, nezaketli insanlar. Çocukları ailelerinin denetimi altında havuza giriyorlar. Türkçemizi de çok güzel öğrenmişler çabuk iletişim kurabiliyorlar. Şehrin kalabalığı, trafik yoğunluğu elbette yoruyor insanı ama bu şehir yaşam standartları açısından yüksek kalitede de pek çok şeyi sunabiliyor. Beni en çok üzen son günlerde yaşanan orman yangınları.
Kemer bölgesinde şimdilerde kontrol altına alınsa da binlerce hektar ormanlık alan yandı kül oldu. Sadece ağaçlar mı yandı? Tabi ki değil ormanda bulunan masum canlar da kül oldu, akciğerlerimiz yandı. Tüm dünyada artan kuraklık bizim ülkemiz içinde geçerli.
Turistler tarafından en çok rağbet gören yerlerden Antalya, Düden Şelalesinde azalan su seviyesi görenleri şaşırtıyor. Her gün en az 6 bin kişinin ziyaret ettiği şelaleye çevre kaynaklardan su aktarımı yapılıyor. Bu arada küçük bir uyarı; Antalya Hava limanında artan yolcu sayısına karşı genişletme çalışmaları yapılıyor. Hava limanına vaktinde gitmek ve uçağınızı kaçırmak istemiyorsanız, biraz erken yola çıkın derim.
Gerçekten keşmekeş bir trafik var. Tecrübeyle sabit 1 km lik yolu 40 dakika gibi bir sürede gidebildim. Her şeye rağmen çevre ilçeleri, beldeleri, köyleri, yaylaları, denizi, güneşi, mis kokulu naranciyeleri ile yeryüzü cenneti Antalya talep görmeye devam ediyor.
Bir yerde yaşamayı seviyorsanız her haline katlanmanız gerekiyor. Ben bu şehri çok seviyorum. Bu tatlı, küçük söyleşi için teşekkür ediyor, keyifli tatiller diliyorum.
